‘Avrupa ülkeleri, yabancı dil olarak İngilizce, Almanca, Fransızca... öğrenirken fazla zorluk çekmemekte, ama biz farklı dil ailesine bağlı olduğumuzdan bu yabancı dilleri öğrenirken zorluk çekmekteyiz,’ görüşüne katılmak mümkün değildir.

Çünkü dil öğrenme ilkeleri vardır. Bu ilkelere uyulduğu sürece, bir dili (hangi dil aile-sinden olursa olsun) öğrenmek kolay olmaktadır. KURAL: Dil bilgisi öğretimine seslerle başlanmalıdır. İster yabancı dil olsun, ister ise anadil olsun, dilbilgisi öğretimine kelime veya cümle bilgisi ile başlanmamalıdır. Eğer dilbilgisine ortadan başlanır ise, telafisi olmayan sonuçlar ortaya çıkar. Bilindiği gibi, hangi iş olursa olsun, istisnalar hariç, bir işe ortadan başlanmaz.

Ülkemizde ise daha çok dinleyerek, duyarak ve dilin konuşulduğu ortamlarda bulunula-rak doğal bir biçimde sesler öğrenilmeye çalışılmaktadır. Burada ilk merak edilen soru:

Neden kelime, cümle veya anlam bilgisini de dinleyerek, duyarak ve dilin konuşulduğu ortamlarda bulunularak doğal bir biçimde öğrenmiyoruz? Neden cümle veya anlam bilgisini sınıfta öğretilir, ama ses bilgisi öğretilmez? Başka bir ifadeyle, cümle bilgisi de ses bilgisi gibi doğal öğrenilemez mi? Ya da cümle bilgisi gibi, ses bilgisi de sistematik bir şekilde öğretilemez mi? BU KONUDA BİLİM NE DEMEKTEDİR?

HERKES KENDİ DİL AİLESİNİN KURALLARINI İYİ BİLİRSE, ZÜMRELER ARASI İŞBİRLİĞİ DE O KADAR İYİ GELİŞİR. Başka bir ifadeyle, DİL AİLELERİNİ NE KADAR İYİ TANIRSAK, DİLLERİN ORTAK VE FARKLI YÖNLERİNİ DE O KADAR İYİ TANIMIŞ OLURUZ.