BEYİN, SES TEMELLİ DİL EĞİTİMİNE KARŞI TAMAMEN DUYARLI HALE GELECEK!.. |
ÖĞRETİM (MÜFREDAT) PROGRAMINA UYULMAMAKTADIR!..
BU NASIL DENETİMDİR?
BU NASIL BİLİMSEL EĞİTİMDİR?
DENETMENLER BU ÜLKEDE NE İŞ YAPAR?
LÜTFEN BİLİM ADINA BİRİ BANA ANLATSIN...
MUTLAKA KARŞILAŞTIRILMALIDIR.
..........
3. KONU
DÖRT TEMEL DİL BECERİSİ
1-DİNLEME ÖĞRETİMİ
2-KONUŞMA ve SESLETİM ÖĞRETİMİ
3-OKUMA ÖĞRETİMİ
4-YAZMA ÖĞRETİMİ
(MEB, ANADOLU LİSESİ ÖĞRETİM PROGRAMI, 2002)
4. KONU
*******
Ülke olarak dilin özünün ses olduğunun
farkında değiliz.
******
Ulusal alfabe, bölge ağızlarının değil, bütün ülke dili olan kültür dilinin alfabesidir.
******
Bir dilin kendine özgü sesleri, o dilin anayasasını oluşturur. Bir ülkeyi ayakta tutan o ülkenin anayasasıdır, bir dili ayakta tutan o dilin sesleridir.
Dilin altyapısını sesler oluşturur. Sesler dilleri
ya birleştiren ya da ayrıştıran ana unsurlardır.
Asıl noktalarda birleşme veya ayrışma olmadan
dil öğretimi sağlıklı şekilde yapılamaz.
ORTAÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİLİKLERİ
A1.1. Sesbilim (fonoloji-genel ses sistemi) bilgisini doğru ve uygun kullanır.
A1.2. Biçim (morfoloji-sözcük yapısı) bilgisini doğru ve uygun kullanır.
A1.3. Sözdizimi (sentaks-öbek ve cümle yapısı) bilgisini doğru ve uygun kullanır.
A1.4. Anlambilim (semantik-sözcük ve cümle anlamı) bilgisini doğru ve uygun kullanır.
A1.5. Edim bilim (pragmatik-bağlamın dil üzerine etkisi) bilgisini etkili iletişimde doğru ve uygun kullanır.
A1.6. Öğrencilerin yabancı dilin günlük yaşamda bir iletişim aracı olduğunu kavramalarını sağlamak için İngilizceyi ders dışı ortamlarda etkili iletişim için kullanır.
............
A2.1.Dil öğrenme kuramlarını ve yaklaşımlarını tanır.
A2.2.Türkçe ve yabancı dil öğrenme süreçlerini ve aşamalarını tanır.
A2.3. Türkçe ve İngilizce öğreniminde iki dilin birbiriyle olan etkileşiminin ve birbirinin gelişimine olan desteğinin
(Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, Ortaöğretim İngilizce Öğretmeni Özel Alan Yeterlilikleri, 2009)
İLKÖĞRETİM İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ ÖZEL ALAN YETERLİLİKLERİ
Öğretmen, öğrencilerin konuşmalarında söyleyişe, vurguya ve tonlamaya dikkat etmelerini sağlar. Sesletim çalışmalarında öğrencilere model olur.
(Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, İlköğretim İngilizce Öğretmeni Özel Alan Yeterlilikleri, 2008 )
Ülkemizde yapılan veya yapılmış deneyli fonetik (sesbilim) araştırmaları yok denecek kadar azdır. Bu konuda büyük bir eksiklik vardır. Ancak dünya bu konuda çok önemli mesafe katetmiştir. İngilizce dilini çağdaş yöntem tekniklerin bilinciyle en iyi şekilde ülke olarak öğretmeliyiz.
‘Dil, herkesin kullandığı bir şeydir. Dilde yenilik herkesi rahatsız ve tedirgin eder. Zevkler isyan eder, alışkanlıklar dayatır, kanaatlar bir türlü uzlaşmaz. Bu hal işleri yüzünden görenlere anarşi korkusu verir. Dilde başlayan değişme hareketlerinin nesillerce sürmesi tabii olduğu fikrini kimse benimsemek istemez. Yazanlar kalmamak kaygısı içindedirler, okuyanlar bugün anladıklarını yarın anlamamaktan öfkelidirler. Fakat bu alın yazısıdır, yürür.’ (Falih Rıfkı Atay, Çankaya, 1969, S. 472)
İSTANBUL TÜRKÇESİ
........
YAZIM ve SÖYLEYİŞ (TELAFFUZ,OKUNUŞU)
......
1-Fonetik yazım düzeni: Sözcüklerin söylenişi ve yazılışı aynıdır.
2-Geleneğe bağlı yazım düzeni: Sözcüklerin söylenişi ve yazılışı farklıdır. Dilin canlılığından kaynaklanan söylenişteki değişiklik, yazıya yansıtılamaz.
Türk dil kurumunun 2005 tarihli Yazım Kılavuzu, Türkçemizin yazılmasında esas kabul edilerek geleneğe bağlı yazım düzenine ulaşılmıştır. (MEB, Dilbilim 2, 2007)
İSTANBUL TÜRKÇESİ
GELECEK ZAMAN ÇEKİMLİ FİİLLERLE İLGİLİ ÖRNEKLER
YAZILIŞI / OKUNUŞU
EMİR EKİ İLE ÇEKİMLENMİŞ FİİLLER
1-Başlayayım Başlıyım
2-Gelmeyeyim Gelmiyim
3-Başlayalım Başlıyalım
4-Gelmeyelim Gelmiyelim
İSTEK EKİNDEN ÖNCE GELEN ÜNLÜ
1-Başlayasın Başlıyasın
2-Başlaya Başlıya
3-Başlayasınız Başlıyasınız
4-Başlayalar Başlıyalar
5-Gelmeyesin Gelmiyesin
6-Gelmeye Gelmiye
7-Gelmeyesiniz Gelmiyesiniz
8-Gelmeyeler Gelmiyeler
DİĞER ÖRNEKLER
1-Kanayan Kanıyan
2-Dolduracak Doldurucak
3-Görecek Görücek
4-Bilmeyen Bilmiyen
5-Durduracak Durdurucak
ÜLKEMDE TESPİT ETTİĞİM YABANCI DİL KUSURLARINI
SOMUT ÖRNEKLERLE AÇIKLIYORUM!
Dil öğretimi, ABD, Kanada, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, İskoçya, Galler, İrlanda, Malta,Fransa,Lüksemburg,Almanya,Finlandiya,İsviçre,Güney-Afrika, Singapur, Malta, Nijerya, Hindistan, Çin,Lübnan,Portekiz,Mısır,Kore, İran... hemen hemen dünyanın her yerinde ses odaklı yöntemlerle yapılmaktadır.
?-Ses yöntemleri ile çok kısa zamanda dil öğretimi yapılmaktadır.Ses yöntemleri bir çok araç-gereçi gereksiz kılmıştır.Nasıl çarpım tablosu ile hayatımızı sürdürebilecek kadar matematik öğrenebiliyorsak, Sesletim tablosu ile İngilizcenin özünü kolaylıkla öğrenebiliriz.
?-Şimdiki dünyada Ses yöntemleri dışında başka bir şekilde İngilizce,Almanca, Fransızca,Türkçe... öğrenmek mümkün değildir.Bu yüzden ülkemizde çok sayıda insan dört beceride de (dinleme,konuşma,yazma,okuma) ciddi zorluk çekmektedir.Çünkü dört becerinin de özü sestir.Daha da önemlisi bu şekilde dünyadaki gelişmeleri yerinde ve hızlı takip etmek imkansızdır.
?-Bilimsel olarak yapılan dünyadaki araştırmalarda ses yöntemleri ilk sırada çıkmıştır.Dünya ülkeleri, ses yöntemleri konusunda tamamen bir fikir birliğine varmıştır.
?-Eski yöntemlerin kesinlikle başarısız olduğu ispat edilmiştir.Artık dünya SES YÖNTEMLERİNE emanettir.Bir dile ait olan sesler gerçektir; bir dile ait olan harfler hayaldir.Harfler sadece seslerin görüntüsüdür.Üzülerek söylüyorum ki, Ülkemizde kimse sesleri bilmiyor,yani gerçekten uzak bir hayal içinde yaşıyoruz.
?-Mutlaka öğrencilere sesler ve ses –harf arasındaki ilişki öğretilmelidir.Bu kurallara uyulmazsa ciddi dil kusuru işlenmiş olur.Yazıda , konuşmada yanlışlıklar yapılır.
?-Sesler belirli bir sıra ile öğretilmelidir.Ses bilinci öğrencilere kesinlikle kazandırılmalıdır. Dil öğrenememek kaderimiz değil,ama sesleri öğrenememek bizim ülkemizin kaderi. Bu yüzden o dile ait seslere çalışarak, ana dili İngilizce, Almanca ,Fransızca ,Türkçe...olan kadar o dili öğrenebiliriz.
?-Şimdiye kadar öğrencilerimize hep dinle,oku,yaz,konuş, kelime ezberle gibi tavsiyelerde bulunduk..Ama başarılı olamadık. Başarılı olmamızda mümkün değildir.Çünkü hangi dil (İngilizce, Almanca,Fransızca,Türkçe...)olursa olsun bir dilin asıl unsuru sestir.Biz öğrencilerimize hiç bir zaman asıl unsuru vermedik.Sadece görüntüyü verdik.ASIL UNSUR OLMADAN öğrencilerimiz dinleyerek, konuşarak,yazarak,okuyarak veya ezberleyerek bir dili geliştirebilir mi? Ortada geliştirilecek bir şey yok. Okumak,yazmak,dinlemek,konuşmak dört temel beceridir ama asıl unsur varsa... Bir evin temeli yoksa üstüne kaç kat çıkabilirsin! Ekonominin temel taşı para, Dilin temel taşı sestir.
?-Çocuk daha anne karnında iken sesleri hissetmeye başlar , yani sesle ilgili ön bilgileri daha o zaman alır.Ön bilgilerle doğduktan sonra öğreneceği bilgileri birleştirerek hayatını sürdürür.Yani Çocuk, zaten var olan sesleri kullanarak,geliştirir.
?-Hiç vakit kaybetmeden yabancı dilleri (Almanca, İngilizce, Fransızca..) öğretirken sese dayalı yöntemlere geçmeliyiz.
?-Beyinle ilgili yapılan araştırmalarda beynin ilk önce seslere duyarlılık göstermiş olduğu kanıtlanmıştır.
?-İngilizce öğretiminde ses, vurgu ve tonlama olmazsa olmazdır.Üçünün de ortak özelliği sestir.
?-Küreselleşmede en büyük güç, kültür ve dildir. Onun içindir ki Amerikan İngilizcesi dünyada daha çok kullanılıyor,konuşuluyor.ABD ‘nin II. Dünya savaşı sonrası artan ekonomik ve kültürel etkisi bunu hızlandırmıştır. Dünyanın her yerinde etkin.Britanya ve Amerikan İngilizcesinin her ikisinde de 46 ses vardır, ancak 8 ses birbirinden farklıdır.İngilizceyi öğrenmek isteyen kişinin bunu keşfetmesi olmazsa olmazdır.
?-Bir dili öğrenmek isteyen kişi mutlaka o dile ait seslere aşina olmalıdır.(Bir çocuk nasıl oyuncakla oynuyorsa ,dili öğremek isteyen kişi de seslerle oynamalıdır.) ?-Hece vurgusu kelimenin, kelime vurgusu cümlenin , cümle vurgusu da bir dilin notasını oluşturur.
?-Ülkemizde genel olması gereken şeyler istisna olmuş, istisna olması gereken şeyler genel olmuş.Yabancı dil öğretiminde var olan bu anlayışın derhal değişmesi gerekiyor.
?-Nasıl ki tohum olmadan hiç bir şey olmazsa, ses bilinci olmadan da dil öğretilemez.Çünkü o dile ait sesler, o dilin tohumudur.Hangi dil olursa olsun bu değişmez.
?-Temel sıkıntı kısa söylenmesi gereken seslerin uzun söylenmesi, uzun söylenmesi gereken seslerin kısa söylenmesi, iki ünlü ses yan yana söylenmesi gerekirken tek ünlü olarak okunması, tek ünlü söylenmesi gerekirken iki ünlü varmış gibi telaffuz edilmesi,veya üç ünlü ses yan yana söylenmesi gerekirken iki ünlü olarak okunması...Kısacası sesler birbirine karışmış durumda.Bir dilde sesler birbirine karışmış ise o dilde disiplin yoktur demektir.Hangi seslerin ağzımızdan çıktığı kimse için önemli değil, yani asıl unsurun kimse farkında değil...
?-Bir dil öğretilirken hangi fonetik (sesbilim) alfabe kullanılır!!! Gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin kullandığı fonetik alfabesi var.Özellikle yabancı dil veya ikinci yabancı öğretilirken fonetik (sesbilim) alfabe olmazsa olmazdır. Asıl unsur olan ses, bu standard alfabe ile sistemli bir şekilde tüm dünyada öğretilir.Bu Uluslararası Fonetik Alfabe sayesinde herkes istediği yabancı dili o ülkeye gitmeden kendi olduğu yerden kolayca öğrenebilir.
?-Eğitim ile ilgili verilen kararlar kanıta ve bilime dayalı olmalıdır.Bilim araştırmalar, ses bilincinin çok erken yaşlarda mutlaka bireylere kazandırılması gerektiğini kanıtlamıştır.
?-Dil ve matematik iki yönden çok benzerdir. Her ikisi de sistematiktir ve belli bir disiplin içinde gelişir.
?-Bir dilin ilk basamağı sestir. Biz daha ilk basamakta (ses öğretimi) çok büyük hatalar yaptık ve hala yapıyoruz.Dil öğrenmeye yanlış başladığımız için yine yanlış bir şekilde devam ettik. Yanlış, yanlışı doğurdu.Çözüm çok uzaklarda kaldı.Hangi iş olursa olsun bir işte çok ciddi sorun varsa, sorun mutlaka o işin özündedir. Bildiğiniz gibi dilin özü ses.
?-Sonuç olarak, eğer ses bilincini (o dildeki seler) sistemli bir şekilde öğrencilerimize erken yaşlardan itibaren vermediğimiz takdirde ülkemizdeki yabancı dil sorunu gittikçe büyüyecek.
?-Ses bilincine sahip olmayan kişi doğru, düzgün ve akıcı konuşamaz; dinlediği bir şeyi ya anlayamaz ya da çok geç anlar,yazı yazarken zorluk çeker çünkü kişi heceleme bilmez ve yapamaz,okurken zorluk çeker çünkü ses bilinci olmadığı zaman kişi kelimeleri doğru telaffuz edemez, hiçbir ses olayını gerçekleştiremez (ulama, benzeşme, vurgu...),heceleme yapamaz. Normal şartlarda ses bilinci olmadan bir dil öğretmek dilcilik tekniği bakımından mümkün değildir.Zorlama ile hiç bir zaman gerçek başarı gelmez.Dört temel yetenek, tüm ses olayları ve dilde olan diğer şeylerin varlığı o dile ait seslere bağlıdır.İlk önce ses bilinci gelir.
Dil Öğretimi = Ses Bilincinin verilmesi
ASIL UNSUR VARDI DA BİZ Mİ ÖĞRENMEDİK İNGİLİZCE?
*Ses bilinci verilmeden dil öğretiminde öğrenci merkezli eğitimden söz edilemez. Ses bilinci öğrencinin özgüvenidir. Özgüven olmadan öğrenci merkezli eğitim mümkün değildir.
*Eğitim sistemlerinde öğretmen sınıf içinde denetlenebilir olmalıdır. Ses bilinci olmayan öğrenciler gerçek anlamda öğretmeni denetleyemezler.Mutlaka öğrenciler öğretmenin yanlış yaptığını hissederler, ama sesletim alfabesini bilmedikleri için kayıtsız kalırlar.Sesletim alfabesini bilmeyen öğrenciler öğretmeninin doğru telaffuz yapıp yapmadığını normal şartlarda bilemez.Dili doğru kullanıp kullanmadığını anlayamaz, anlasa bile büyük şaşkınlıkla izler.
*Bir dilin yuvasını sesler oluşturur. Daha sonra bu yuva içinde dört temel yetenek gelişir. Anadil öğretimi yapılan ülkelerde dört temel yetenek için doğal ortam hazırdır. Ancak buna rağmen sesbilinci (seslerin özellikleri ) mutlaka öğrencilere çok küçük yaşlardan itibaren veriliyor.
*Yabancı dil öğretimi yapılan ülkelerde ise doğal ortamı sağlamak için Uluslararası Sesbilim (Fonetik) Alfabesi (IPA ) kullanılıyor, ama bizim ülkemizde bu alfabe bilinçli olarak kullanılmıyor. Doğal ortam için sesbilinci mutlaka öğrencilere verilmeli. Ülke olarak bunun farkında değiliz.
*Ülkemizde dört temel yetenek bir dilin özü sayılıyor. Bir dilin özü sestir. Dört temel yetenek değil!!!
*Şu an ülkemizde , dört temel yetenek kullanılarak ses geliştirilmeye çalışılıyor.Böyle bir şey mümkün değildir. Ancak dünya, sesi kullanarak dört temel yeteneği en üst düzeye çıkarmaya çalışıyor. Ses sebeptir, dört temel yetenek sonuçtur. Ülkemizde sebep sonuç olmuştur, sonuç ta sebep olmuştur.
*Sesbilimsel denetim mutlaka olmak zorunda. Sesbilimsel denetim kişiye göre olmaz. Belli bir sisteme göre olur. Dünyada bu sistemi Uluslararası Fonetik Alfabesi (IPA) oluşturur. Herkesin başına öğretmen koyamayız.Dilin gelişmesinde herkes sorumludur. Öğrenciler belli bir aşamadan sonra Uluslararası Fonetik Alfabesine göre kolay bir şekilde kendi kendini denetleyebilir.
*Her öğretmen bir dilde (İngilizce, Almanca, Fransızca...) kaç tane ses olduğunu, bu seslerin özelliklerini bilmek zorundadır. Ülkemizde ses bilincini gerektiği kadar vermediğimiz veya uygulamadığımız için öğretmenlerimiz bu konuda ciddi sıkıntı çekmektedir.
*Bir şeyin değerini anlamak için, ya dünyadaki çalışmaları takip etmek gerekiyor ya da o şeyi bilimin ışığında uygulamak gerekiyor.
*Bir işte sebep sonuç olur ise, sonuç ta sebep olur ise sonuç ne olur? Yorum sizlerin...
*Son yıllarda insan beyninin sırları çözüldükçe ,dilin öğretimi ile ilgili yöntemlerde de büyük gelişmeler olmuştur.
*Gelişmiş ülkelerde belli bir sistem içerisinde ses bilinci uzun yıllardır veriliyor. Zaman içerisinde ses bilincini veren yöntemlerde değişiklik olmuştur.Ama ses bilinci hiç bir zaman kalkmamıştır.Sadece ses bilinci konusu nasıl daha iyi verilebilir diye yöntemler geliştirmişlerdir. Sonuç olarak, Dünya ülkeleri ses bilincini mutlaka kazandırıyor.Verilen yöntemin modası geçebilir, ama ses bilinci modası geçmez. Dil öğretiminde, her yöntemin özü sestir. Öz yöntemden yönteme değişmez.
*Dünya ülkeleri ses bilinci ilkesini uygularken veya dilin özünün niçin ses olduğunu anlatmaya çalışırken, biz daha okullarımızda ses bilinci verilsin mi verimesin mi onu tartışıyoruz. Bu olayı şuna benzetiyorum: Hayatımızda para olsun mu olmasın mı?
*Dilin altyapısını sesler oluşturur. Ne olursa olsun, yapılan bir işte alt yapı yoksa orada ilimden söz edilemez.İlim veya bilim ne diyor herkes ona bakmalıdır. Bir ülkenin altyapısı yoksa veya gelişmemiş ise bu bütün kurumlarını ciddi bir şekilde etkiler. Aynı olay dilde de vardır.
*Türkçe, ülkemizde 2004 yılından itibaren ses odaklı öğretiliyor. Böylece dünya ile uyumlu hale geldik. Ülkemiz adına çok önemli bir mesafe alınmıştır.
*Edebiyatın temel göstergesi dildir, dilin temel göstergesi sestir.
*Anadolu liselerinin kuruluş amacı yabancı dili, dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeleri izleyebilecek düzeyde öğretmektir. Ses bilinci öğrencilere verilmeden bunu başarmak mümkün değildir. Yabancı dilleri öğretirken de dünya ile uyumlu hale gelmek zorundayız. Türkçe öğretiminde attığımız adımı yabancı dil öğretiminde de atmak zorundayız.
*Ülkemizdeki öğrenci profili buna hazırdır.2004 yılından itibaren Türkçe’nin ses merkezli öğretiliyor olması bunun altyapısını hazırlamış durumdadır. Asıl sıkıntı öğretmen profilinde ortaya çıkıyor. Öğretmenler olarak ses bilinci konusunda ciddi eksiklerimiz var. Bu eksiklik üniversiteler yardımıyla, hizmetiçi eğitim kursları ile, basın-yayın kuruluşları ve tüm sivil toplum örgütlerinin el ele vermesiyle çok kısa zamanda çözülür.Yanlış yanlışla çözülmez.
*Her horoz nasıl ki kendi çöplüğünde ötüyorsa, dil de kendi çöplüğünde öter. Dilin çöplüğünü o dile ait sesler oluşturur.
?- Kendini hem sözlü hem de yazılı olarak en iyi şekilde ifade edbilen bireyler yetiştirmek için ses merkezli yabancı dil öğretimine geçmeliyiz.
?- ‘Ağaç yaş iken eğilir’ sözünden yola çkarak, dünya ülkelerinde olduğu gibi ses bilinci çok küçük yaşlardan itibaren bireylere verilmelidir. Sonradan bir yanlışı düzeltmek hem çok zor hem de ülkemiz adına zaman ve enerji kaybıdır.Bu şekilde hareket etmek yapılan işin bilimselliğini ortadan kaldırır.
?- Ülkemizde ses bilinci bazı üniversitelerde imkanlar ölçüsünde verilmeye çalışılıyor. Ben de üniversitede öğrenci iken bir dönem fonetik dersi aldım. O zaman hepimiz o dersten çok korktuk, ve öğrencilerin yarısından çoğu fonetik dersinden kalıyordu. Çünkü fonetik ile ilgili ilk defa orada bir şeyler öğreniyorduk. Öğrenciler olarak hem fikir olduğumuz şu nokta vardı: ‘Şu ana kadar İngilizceyi, Almancayı... yanlış öğrenmişiz’. Çok şaşırmıştık. Bu şaşkınlıkla beraber çoğu öğrenci bu dersi öcü gibi görüyordu ve başarısız oluyordu. Aldığımız fonetik dersi de imkanlar ölçüsündeydi. Çünkü ülkemizde bu konuda bilimsel araştırma yapılmış değil. Şu an önümde duran gerçeği çok iyi anlıyorum. Ses bilincini erken yaşlardan itibaren çocuklarımıza vermiyoruz. 18 yaşında vermeye çalışıyoruz ki onu da teoride yapıyoruz. Uygulamada yapmıyoruz veya yapamıyoruz. Çünkü belli bir aşamadan sonra (yani 18 yaşında) değişmek çok zor, gelişmekte olan ülkelerde ise çok daha zor.
?- Normal hayatta da öyle değil mi? Uzun zamandır yanlış öğrendiğimiz veya bildiğimiz bir şeyin, 18 yaşına geldiğimizde bize teoride de olsa doğrusu söylendiğinde ne hissederiz? Hele ki bu şey bizim için çok önemli ise...
...........
SESLETİM ÖĞRETİMİ YAPILMADAN (SESLER ÖĞRETİLMEDEN) BİR DİLİN ÖĞRETİMİ DİLCİLİK TEKNİĞİ BAKIMINDAN MÜMKÜN DEĞİLDİR.
İLK VE ORTA ÖĞRETİM YABANCI DİL DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI GEREĞİNCE SESLETİM ÖĞRETİMİ YAPILMAK ZORUNDADIR.
BİR BAŞKA İFADEYLE, BİR DİLİN GENEL SES SİSTEMİNİ, DİL ÖĞRETMENLERİ ÖZEL ALAN BİLGİSİ OLARAK BİLMEK ZORUNDADIR.
ANCAK OKULLARIMIZDA, SESLETİM ÖĞRETİMİ YAPILMADIĞI GİBİ DENETİMİ DE YAPILMAMAKTADIR.
PASİF, ZAYIF, ENERJİSİZ BİR SES.
DUDAKLAR VE DİL ÖZEL BİR HAL ALMAMIŞTIR.
SHWA (SCHWA) SOUND
ə
13. KONU
ENGLISH LONG VOWELS
=
TURKISH SHORT VOWELS
NEDEN YABANCI DİLLERİ ÖĞRENEMİYORUZ,ÖĞRETEMİYORUZ?
ÇÜNKÜ YABANCI DİL ÖĞRETİM PROGRAMLARI
(MÜFREDAT PROGRAMLARI)TAM UYGULANMAMAKTADIR!
BU KONUDA DENETİM TAM YAPILMAMAKTADIR.
ANCAK BİR KAÇ YILDA BİR, ÖĞRETİM PROGRAMLARI DEĞİŞTİRİLEREK, (SANKİ SUÇLU MÜFREDAT PROGRAMLARIYMIŞ GİBİ!) HERKES RAHAT BİR NEFES ALMAKTADIR.
BU ÜLKEMİZİ VE KENDİMİZİ KANDIRMAKTAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY DEĞİLDİR!
ÇÜNKÜ ASIL SIKINTI, BU MÜFREDAT PROGRAMLARINI UYGULAMAYANLAR VE DENETLEMEYENLERDİR.
YABANCI DİL ÖĞRETİM PROGRAMINDA ''MEYDANA GELEN AKSAKLIKLARIN'' ANA NEDENİDİR.
YABANCI DİL ÖĞRETİM PROGRAMLARI MUTLAKA TÜRKÇE KOMİSYON KURULLARI İLE BİRLİKTE HAZIRLANMALIDIR.
ÜNİVERSİTE VEYA ÖNEMLİ BİR SINAVA GİRECEK OLANLARA SESLENİYORUM:
MUTLAKA HERŞEY (KİTAP, DEFTER...) AÇIK ŞEKİLDE SORULARI ÇÖZEREK SINAVLARA HAZIRLANIN.
SÜRE AYNI OLMAK ŞARTIYLA!
BUNUN DIŞINDA GERÇEK BAŞARIYA ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
BURADA ÖNEMLİ OLAN BİR SORUNUN VEYA KONUNUN MANTIĞINI ANLAMAKTIR, BİR ŞEYİN AÇIK VEYA KAPALI OLMASI DEĞİL.
MANTIĞI KAVRAMADIKTAN SONRA - AÇIK OLMUŞ KAPALI OLMUŞ -
NE ÖNEMİ VAR!
ÜLKEMİZDE YABANCI DİL EĞİTİMİNİ ENGELLEYEN
'KEMİKLEŞMİŞ HATALAR'
YABANCI DİL ÖĞRETİMİ, ÜLKEMİZDE YILLARDIR ÇÖZÜLEMEMİŞ EN ÖNEMLİ SORUNLARDAN BİRİDİR. ÇOK UZUN SÜREDİR BU SORUNUN ÖTELENMİŞ VEYA ÇÖZÜLEMEMİŞ OLMASI, BU SORUNU KEMİKLEŞTİRMİŞ, BİR DEVLET SORUNU HALİNE GETİRMİŞTİR. BURADA, SORUN, ANA UNSURDAN (HEDEF DİLİN SES BİLİNCİ) KAYNAKLANMAKTADIR.
ANA SORUN 1:
İNGİLİZCENİN SES SİSTEMİ = DÜZENİ TÜRÇELEŞTİRİLMİŞTİR.
ANA SORUN 2:
ANA UNSUR OLAN SESİN, ÜLKEMİZDE SADECE TELAFFUZ OLARAK ALGILANMASIDIR, GÖRÜLMESİDİR, ANLAŞILMASIDIR.
DÜRÜSTLÜK NASIL Kİ HAYATIMIZIN HER YÖNÜNÜ ETKİLİYORSA (SADECE KONUŞMAYI DEĞİL), DİLİN ANA UNSURU OLAN SESLER DE O DİLİN HER YÖNÜNÜ ETKİLER.
ANA SORUN 3:
OKULLARIMIZDA HEDEF DİLİN SESLETİM ÖĞRETİMİ YA HİÇ YAPILMAMAKTA, YA DA CİDDİ HATALARLA YAPILMAKTADIR. DAHA DA KÖTÜSÜ SESLETİM ÖĞRETİMİNİN YAPILIP YAPILMADIĞI DA DENETLENMEMEKTEDİR. DENETLENMEMESİNİN ANA NEDENİ, DENETMENLERİN SESLETİM KONUSUNU TAM BİLMEMELERİDİR.
ANA SORUN 4:
TÜRKÇENİN 2004 YILINA KADAR YANLIŞ TEKNİK, YÖNTEM VE YAKLAŞIMLA ÖĞRETİLMESİ DE HEDEF DİLDEKİ 'KEMİKLEŞMİŞ HATALARIN' DÜZELTİLMESİNİ GECİKTİRMİŞTİR, GECİKTİRMEKTEDİR. ÇÜNKÜ ANADİL ÖĞRETİMİ, YABANCI DİL ÖĞRETİMİNİN EN ÖNEMLİ YAN UNSURLARINDAN BİRİDİR.
SONUÇ:
EĞER YAPILMAYA ÇALIŞILAN BİR İŞTE CİDDİ BİR PROBLEM, YANİ ÇÖZÜLEMEYECEK KADAR CİDDİ BİR SORUN, VAR İSE BU, ONUN KESİNLİKLE (%100) ÖZÜNDEDİR.
DİLİN ÖZÜ = ANA UNSURU = SES
TÜRKİYE'DE YABANCI DİL ÖĞRETİMİ
=
''TÜRKÇE AKSANLI''
İNGİLİZCE, ALMANCA, FRANSIZCA, İSPANYOLCA... SESLETİM
SHWA (SCHWA) SOUND
TÜRÇEDE 'ı' net duyulabilen (vurgulu) bir 'ses',
TURKISH, SPANISH, CHINESE, FRENCH, ITALIAN...(SYLLABLE-TIMED)
JAPANESE...(MORA-TIMED)
...
'SES'LETİM ve EĞİTİM TÜRKİYE'DE BÜYÜK SORUN OLMAYACAK!.. |
SES |
HECE |
SÖZCÜK |
CÜMLE |
...
TÜRKİYE'NİN EĞİTİM DENETMENİ SORUNSALI
Eğitim Denetmenleri mutlaka dil (ses) öğrenim ve öğretimi konusunda hizmetiçi eğitime alınmalıdır!..
...
Eğitim denetmenleri başkanlığının görevleri şunlardır:
a) Öğretim programlarının uygulamalarını izlemek ve rehberlik faaliyeti yürütmek,
b) Öğretim materyalleri ile ilgili süreç ve uygulamaları izlemek ve değerlendirmek,
c) Sistem boyutunda eğitim ve öğretim süreçleri ile uygulamaları izlemek ve değerlendirmek,
ç) Eğitim-öğretim ve yönetim faaliyetlerinin denetim ve değerlendirme çalışmalarını yapmak,
d) İzleme ve değerlendirme raporları hazırlayarak ilgili birimlerle paylaşmak,
e) İl/ilçe millî eğitim müdürlükleri ile eğitim kurumlarının teftiş, denetim, rehberlik, işbaşında yetiştirme ve değerlendirme hizmetlerini yürütmek,
f) İl millî eğitim müdürü hariç yönetici, öğretmen ve diğer memurların denetim ve rehberlik hizmetlerini yürütmek,
g) İnceleme, soruşturma veya ön inceleme raporlarıyla ilgili iş ve işlemleri yürütmek,
ğ) Öğretmen ve yöneticilerin uyum eğitimi ve gelişimlerine yönelik çalışmalar yapmak,
h) Eğitim-öğretim ve yönetim süreçlerinin geliştirilmesinde rehberlik çalışmaları yapmak,
ı) Eğitim-öğretim ve yönetim alanlarını geliştirici araştırma ve çalışmalar yapmak.
BU GÖREVLERİN UYGULANMASINDA BÜYÜK EKSİKLİKLER VE YANLIŞLAR VAR!..
BÜYÜK EKSİKLİKLER VE YANLIŞLAR OLMASAYDI ŞU AN TÜRKİYE'DE DİL (SES) ÖĞRENİM VE ÖĞRETİMİ SORUNU OLMAZDI!..
NEDEN GÖZ GÖRE GÖRE BU YANLIŞLAR YAPILMAKTADIR?
EĞİTİM DENETMENLERİ BİLE BU KADAR BÜYÜK YANLIŞ YAPARSA, İŞİMİZ GERÇEKTEN, AMA GERÇEKTEN ÇOK ZOR!..
...
MİLLİ EĞİTİM DENETÇİSİ SORUNSALI
MİLLİ EĞİTİM DENETÇİSİNİN BU MEMLEKETE NE FAYDASI VARDIR?
DÜŞÜNÜYORUM, DÜŞÜNÜYORUM CEVABINI VEREMİYORUM!..
DİL (SES) EĞİTİMİ BİLE DOĞRU DÜRÜST DENETLENMEYEN BİR ÜLKEDE; MİLLİ EĞİTİM DENETÇİSİ NEYİ, NASIL DENETLİYOR İNANIN KESTİREMİYORUM!..
TÜRKİYE'DE EĞİTİM SADECE ŞEKİL Mİ, HASTALIK MI? ÖĞRENCİSİNDEN, ÖĞRETMENİNDEN, YÖNETİCİSİNDEN... TUTUN; DENETÇİSİNE KADAR BU ÜLKEDE HERŞEY GERÇEKTEN ŞEKİL Mİ?
MİLLİ EĞİTİM ŞEKİL OLURSA, BAŞKA ŞEYLER NASIL OLUR? SİZ DÜŞÜNÜN...
...
/'ses'letim/
'SES'LETİM ve EĞİTİM TÜRKİYE'DE BÜYÜK SORUN OLMAYACAK!.. |
SES |
HECE |
SÖZCÜK |
CÜMLE |